
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 9 Eylül'de katıldığı bir askerin defin töreninde cenaze namazı bitiminde selam vermemesi ülkenin ana gündemlerinden biri haline geldi. Konuyla ilgili çok fazla yazıldı çizildi. Sosyal medyada konu hakkında çeşitli fikirler öne sürüldü. Gelinen noktada ise halk her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiye bölündü.
Tartışmaların Sebebi Gündem'de Kayda Değer Konu Olmaması mı?
Ortadoğu coğrafyasında üzerinde konuşulmayacak bir olayın, Türkiye'de bu denli gündeme oturması şu an ülkenin içinde bulunduğu istikrar ve sükunetin bir sonucu olarak kayda değer bir konunun olmaması gösteriliyor. Cizre'de 7 gündür süren kuşatma ve öldürülen 20 sivil, Halkların Demokratik Partisinin 200e yakın merkezinin yakılması, Kitlesel yürüyüşler,
70 yaşındaki insanların bile ülkenin farklı bir bölümünden olması sebebiyle linç edilmesi, doların yükselmesi, borsanın düşmesi, basın yayın merkezlerinin basılması, halkın korku ve panik içinde olması gibi önemsiz gündem maddeleri içinde bu konunun öne çıkması uzmanlar tarafından olması gereken rutin durum olarak yorumlanıyor.
Son zamanlarda ülkenin siyasi yapısına paralel olarak Diyanet İşleri Başkanlığının çokca görünür hale gelmesi nedeniyle, ülkenin kritik gündemlerinde Diyanet'in konuyla ilgili ne söyleyeceği, ne düşündüğü merak edilir oldu. Cumhurbaşkanı'nın cenaze namazında selam vermemesi ya da selam vermeyi unutması gözleri bir kez daha Diyanet'e çevirdi. Gücünü halktan alan Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir mevkinin yıpratılmaması için çalışmalara başlayan Diyanet konuyla ilgili hutbe hazırladı.
Cuma Hutbesinde Halkla Paylaşılacak
11 Eylül Cuma günü tüm yurtta okutulması düşünülen hutbe'de Cenaze namazıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar ve retro-füturistik önerilerin halkla paylaşılacağı öğrenildi.
Edinilen bilgilere göre diyanetin düşünceleri kısaca şöyle bir kısmı şöyle olacak.
Cenaze Namazında Doğru Bilinen Yanlışlar
Cenaze namazında diğer namazlarda olduğu gibi rüku ve secde yoktur. Selam vermek ise vaciptir.
Rükünleri kıyam ve tekbirdir. İhtiyati tekbirler zaten imam tarafından getirilmektedir. Dolayısıyla cemaatin aksiyon alması gerekmez.
Secdeye gitmeyen ve selam vermeyen birini cenaze namazında gördüğümüzde "bu nasıl namaz kılıyor?" diye düşünmemiz, dini konularda eksik olduğumuzu ele verecektir. Böyle düşündüğümüzde cenaze namazı tabiri dahi yanlıştır.
Cumhurbaşkanı Sağ'a ve Sol'a Eşit Mesafede Olduğu İçin Cenaze Namazında Selam Vermedi
Hem tarafsızca, herhangi bir partiye 400 milletvekili isteyen bir cumhurbaşkanına da ilk olarak "sağ" tarafa selam vermesi pek yakışmazdı.
Nitekim sola selam verildikten sonra sağa selam vermenin hükmü sakıt olur, yani daha verilmez. Önce sağ'a sonra sola selam vermesi eşitlik ilkesine de aykırı. Bu durumda ortadakilerin durumu ne olacaktır?
Zaten cenaze namazı dediğimiz aslında bir namaz değil duadır. Duanın şekli ve mekanı yoktur. Zaten dikkat edilirse cenaze namazı denilen dini ritüel hemen hemen her mekanda yapılabilmektedir.
Din ve Diyanet Önerilere Açıktır
Cenaze duasının ya da yaygın tabirle cenaze namazının şekli ile ilgili referandum yapılarak netliğe kavuşturulmasını öneririz. %52 oyla seçilen bir cumhurbaşkanı bu hareketi unutarak yapmıştır diyemeyiz. Konunun tartışılması için yapıldığı kanaatinden yola çıkarak halkın da bu sürece dahil olmasını çözüm önerilerine aktif katkıda bulunması gerekmektedir.
Cumhurbaşkanı hepimizin cumhurbaşkanı, din hepimizin dini. El birliğiyle önce cumhurbaşkanımızı sonra da dinimizi koruyalım.
Amin...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyetin ayrılmaz bir parçası olan Emine Erdoğan'ın Belçika ziyareti sırasında sergilediği davranışlar ülkede alay konusu olurken, birçok Belçikalının da asabını
devamı »Yaptığı araştırmalarla her yıl gündem yaratan ünlü araştırma şirketi Lusail International Media, bu kez, ateşli günlerin yaşandığı Ortadoğu’da yer alan en güçlü orduları sıraladı. Sıralamada, Ortadoğu
devamı »